İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na Kastamonu ve Trabzon'un ardından Erzincan'da da salon verilmedi. İmamoğlu da vatandaşlara sokakta hitap etti. Konuşmasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a emekli ikramiyeleri üzerinden tepki gösteren İmamoğlu, "Bunlar; güya yasakları, yolsuzlukları, yoksullukları önlemek için iktidara geldiler. Orta direği yok ettiler. Ve şimdi geldikleri yer ortada. Biri de bayramda, hatırlayın, emekliye 1000 lira ikramiyeyi çok görecek noktaya geldi. ‘1000 lirayı emekliye verdim, daha ne olacak ki’ derken, sanki cebinden çıkarıp vermiş gibi bir kibirle konuşuyorlar." ifadelerini kullandı.
Kendisine yönelik başlatılan diploma soruşturmasına ilişkin konuşan İmamoğlu, "Her geçen gün yeni bir dava, her sabah yeni bir kumpas peşindeler. Anamın ak sütü gibi helal diplomamı, 35 yıl sonra iptal etmek için kumpaslar kuruyorlar. Saraydan herkesi arıyorlar. Şimdi de usulsüz ve şekil şartını bile taşımayan, sözüm ona YÖK raporu diye bir raporla, kumpaslarına kumpas ekleme peşindeler. Bunların hepsini ‘Ekrem ağrısı’ tutmuş Ekrem ağrısı." açıklamalarını yaptı.
İmamoğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle;
Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik kriz kaynaklı yaşanan sorunlara dikkat çeken İmamoğlu, “İşçinin, çiftçinin, esnafın, emeklinin bu iktidardan umudu kalmamış. Sanayiciler, iş insanları önlerini göremedikleri için zor durumda. Devletimizin kurumları, vatandaşın eğitim, sağlık, güvenlik gibi ihtiyaçlarını karşılamakta çok yetersiz. Adaletin terazisi çoktan devrilmiş durumda. Milletle devlet arasındaki bağ zedelenmiş durumda. Milletimiz, yargıyı kendi emelleri için maşa olarak kullanan bu iktidara güvenmiyor. Millet, kendi devletine güvenemiyor. Bunlar; güya yasakları, yolsuzlukları, yoksullukları önlemek için iktidara geldiler. Orta direği yok ettiler. Ve şimdi geldikleri yer ortada. Biri de bayramda, hatırlayın, emekliye 1000 lira ikramiyeyi çok görecek noktaya geldi. ‘1000 lirayı emekliye verdim, daha ne olacak ki’ derken, sanki cebinden çıkarıp vermiş gibi bir kibirle konuşuyorlar. ‘İleri demokrasiye geçiyoruz’ diye yıllarca ülkeyi avuttular, sonunda tam bir istibdat rejimi kurdular. Her konuşanı, kendilerine her muhalefet edeni, her twit atanı bile vicdansızca içeri atıyorlar. Cezaevleri dolup taştı. Yeni cezaevleri için plan yapıyorlar.” dedi.
“İLİÇ FACİASININ SORUMLULARI HESAP VERECEK”
Erzincan ve çevre illerinin devasa sorunları olduğunu bildiklerini kaydeden İmamoğlu, “Biz, Erzincan'la diğer noktalarımızla ilgili de artan işsizliği, düşen geliri arttıracak formüle sahibiz. Tarımdan hayvancılığa, her hususta adımlar atacağız. Sadece oy zamanında hatırlayan değil, derdini anlatmak istediğinde ona sırtını dönen bu iktidardan onları kurtaracağız. Her zaman vatandaşın arasındaki yöneticiler olacağız. İliç’te göz göre göre gelen maden faciasının tüm sorumluları, adalet önünde, bizim dönemimizde hesap verecek.” ifadelerini kullandı.
“O SANDIK GELECEK, BOYUNUN ÖLÇÜSÜNÜ ALACAK”
“23 Mart, bütün bunları başarmanın ilk adımıdır. Her şeyden önce, biz birleşeceğiz, bütünleşeceğiz. Türkiye'nin birleştirici gücü olacağız. Biz, ön seçimde, ulusal çapta birlik olduğumuzu gösterince, milletimizin umudu, cesareti artacak. Ardından arkamıza milyonları alacağız, on milyonları alacağız ve karşımızda duramayacaklar. O sandık milletin önüne gelecek, herkes boyunun ölçüsünü alacak. Biz, basit bir seçim kazanma ya da kaybetme meselesi olarak görmüyoruz bunu. Rayından çıkmış güzel ülkemizi rayına oturtmaya mecburuz. Bu, artık Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığı ya da yokluğu meselesine dönmüş bir durumdur. Kendilerine her şeyi hak gören, hukuk dahil hiçbir sınır ve çerçeve dinlemeyen bir oluşumla karşı karşıyayız. Türkiye’yi muhalefetsiz bırakmak istiyorlar. Türkiye’yi göstermelik seçimlerle yönetilen bir ülke haline getirmeyi planlıyorlar. Tek dertleri, tek adam rejiminin devam etmesi. Bu planın önündeki en büyük güç nedir biliyor musunuz? Bu planın önünde durabilecek en büyük güç, Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Bu yüzden iktidarın dört koldan saldırısı altındayız. Çünkü, gerçek bir iktidar alternatifiyiz.
"ANAMIN AK SÜTÜ GİBİ HELAL DİPLOMAMI, 35 YIL SONRA İPTAL ETMEK İÇİN KUMPAS KURUYORLAR"
Siyaseti alet ettikleri yeni yargı düzenleri, kirli medya kampanyaları ve sosyal medya trolleriyle amaçladıkları tek şey CHP’yi zayıflatmaya çalışmak, Ekrem İmamoğlu’nu oyun dışına atmak. Dört koldan saldırıyorlar dedim ya, bunlar kötülüklerinde sınır tanımıyorlar. Bakın hemşehriniz, benim çok değerli kardeşim Rıza Akpolat, onun için hapiste yatıyor. Ne yazık ki, Esenyurt Belediye Başkanımız Ahmet Özer, Beykoz Belediye Başkanımız Alaattin Köseler… Ekrem İmamoğlu'nu da oyun dışına atmak için çaba gösteriyorlar. Davalara bakar mısınız? Ahmak davası, bilirkişi davası, diploma davası, VİP davası… Hatırlayın; ellerim arkada diye bana soruşturma açtı bunlar yahu. Yahu bunlar çok komik insanlar. Tamamının içi boş. Her geçen gün yeni bir dava, her sabah yeni bir kumpas peşindeler. Anamın ak sütü gibi helal diplomamı, 35 yıl sonra iptal etmek için kumpaslar kuruyorlar. Saraydan herkesi arıyorlar. Şimdi de usulsüz ve şekil şartını bile taşımayan, sözüm ona YÖK raporu diye bir raporla, kumpaslarına kumpas ekleme peşindeler. Bunların hepsini ‘Ekrem ağrısı’ tutmuş Ekrem ağrısı. Trol gibi davranıyorlar, trol. Yani Saray’dan arayıp, trol gibi birilerini yönlendirmeye, etkilemeye çalışıyorlar.
"BUNLAR ÇILDIRMIŞ"
Erzincan’dan sormak isterim: Kanuna göre, eğer YÖK bir rapor hazırladıysa, bu raporun geçerli olması, ancak kurul üyelerinin tamamının oylamasıyla mümkün olmasına rağmen, yangından mal kaçırır gibi, raporu neden diğer 12 kurul üyesinden kaçırdınız? İmzalamazlar diye mi korktunuz? ‘Bu rapor hatalı, kanunsuz’ derler diye mi korktunuz?
Şartları karşılamışım, geçmişim be kardeşim. Bunu YÖK de söylüyor, üniversite de söylüyor, fakülte de söylüyor. Yahu insanları zora düşürüyorlar. Dekan istifa etmek zorunda kalıyor. Rektörü zorluyorlar, onu zorluyorlar, bunu zorluyorlar… Üniversite, toplanması gerekenden iki gün önce toplanmış diye, diplomayı iptal edeceklermiş. Yahu konuştuğumuz 35 yıl öncesi. Dedim ki savcıya, ‘O zaman 19 yaşındaydım. Varsayalım ki reşit değildim, 17 yaşındaydım. Kime hesap soracaktınız’ dedim. ‘Ya annenize ya babanıza’ dedi. Yahu bunlar akıllarını yitirmiş. 2019’da demiştim ki, ‘Ben, sizi çıldırtmaya geliyorum.’ Bunlar çıldırmış, çıldırmış. Rektör bile ‘Ekrem’in bununla ne ilgisi var’ demiş. Sizleri Allah ıslah etsin. Allah, bunları bildiği gibi yapsın. "
"ŞÜKRÜ ABİ’Yİ HAPSE ATTILAR. YAZIKTIR, GÜNAHTIR"
En son olarak... Bakın bu toprakların çocukları. Bundan 11 yıl öncesine gittiler. Akla ziyan bir soruşturma daha icat edip, aralarında eski Sarıyer belediye başkanımız, benim abim, Şükrü Abim, Şükrü Abi’nin, Şükrü Genç’in de içinde olduğu insanları tutukladılar. Gerekçe ne biliyor musunuz? ‘Terör örgütüne finansal destek sağlamak.’ Garabete bak. 11 yıl sonra süper zeki, süper vatansever savcılar buluyor bunu. Allah aşkına yahu, bunların akıllarına şaşıyorum. 11 yıl boyunca İstanbul’da görev yapan Cumhuriyet savcıları, hakimler, terör savcıları o zaman görevlerini ihmal ettiler. Sessiz kaldılar. O kadar savcılar bunu bulamadılar, onlar ‘şak’ diye bir şey buldular, bir haftada hallettiler, Şükrü Abi’yi hapse attılar. Yazıktır, günahtır. Allah sizi bildiği gibi yapsın."