İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından sosyal medyada örgütlenen ve 2 Nisan’da tüketim yapılmaması yönündeki boykot çağrıları kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Tepkiler özellikle gençler arasında karşılık bulurken, İçişleri Bakanlığı söz konusu çağrılar hakkında "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" ile "nefret söylemi" iddiasıyla resen soruşturma başlattı.
Soruşturmanın ardından Cumhurbaşkanlığı Kabinesi'nden peş peşe açıklamalar gelirken, en sert çıkış İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’dan geldi. Bakan Yerlikaya, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, boykot çağrılarını ekonomik sabotaj olarak tanımladı ve söz konusu çağrıların arkasında siyasi hesapların olduğunu öne sürdü.
“BU ÇAĞRI MİLLİ EKONOMİMİZE SUİKASTTIR”
Yerlikaya açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Gençlerimizi siyasi emeller uğruna sokağa çağırmak, halk arasında kin ve düşmanlık tohumları ekmeye çalışmak, ardından da boykot çağrısı yapmak; hem hukuk devleti ilkesine hem de toplumsal huzura aykırıdır. Bu çağrı, binlerce insanın geçimini hedef almaktadır. Milli ekonomimize bir suikast niteliğindedir.”
“İSRAİL’İN KEYİFLE İZLEDİĞİ BİR TEZAHÜR”
Bakan Yerlikaya açıklamasında muhalefetin rolüne de sert eleştiriler yöneltti. Boykota destek veren siyasi aktörlerin, özellikle ana muhalefet partisi CHP’nin, süreci “siyasi rant” aracı haline getirdiğini savunan Yerlikaya, “Bu çağrıları keyifle izleyenlerin başında siyonist İsrail geliyor” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE TEHDİTLERE BOYUN EĞMEZ”
Yerlikaya, Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğunu vurgulayarak, “Tehditlerle, parmak sallamalarla, sokak çağrılarıyla Türkiye Cumhuriyeti eğilip bükülemez. Parti içi çekişmelere ülkemizi alet etmeyin” çağrısında bulundu. Yerlikaya, üretim ve istihdam vurgusu yaparak, “Boykotla değil, üretimle büyürüz” dedi.
