İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Halk TV'de gündemdeki sıcak gelişmeleri değerlendirdi. Dervişoğlu, Silivri’de tutuklu bulunan CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu ile yaptığı görüşmeyi ve HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın durumuna dair düşüncelerini paylaştı. İmamoğlu’nun haksız yere tutuklandığını vurgulayan Dervişoğlu, adaletin savunulmasının her şartta siyasi sorumlulukları arasında olduğunu söyledi.
Dervişoğlu; ”Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Dilsiz şeytanlık elbette ki önemlidir. Ama dilli şeytanlara da dikkat etmek gerekmektedir!” dedi.
Dervişoğlu, Ekrem İmamoğlu’nun Silivri’deki tutukluluğunun tek bir nedeni olduğunu belirtti. İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olmasının, tutukluluğunun arkasındaki esas sebep olduğunu ifade etti:
“Sayın Ekrem İmamoğlu’nun şu anda Silivri’de tutuklu olmasının bir tek sebebi var, o da Cumhurbaşkanı adayı olması. Zaten büyük bir garabetle başladı süreç. Önce diplomasını yok saydılar, akabinde gizli tanıkların ifadeleriyle oluşmuş bir sorgulama süreci geçirdi, peşinden de tutuklandı. İmamoğlu Cumhurbaşkanı adayı olmasaydı ne diplomasını iptali düşünülmeyecekti, ne de bugün Silivri’de olacaktı.”
Dervişoğlu, İmamoğlu’yla yapmış olduğu görüşmede, tutukluluğun hukuksuz bir durum olduğunu ve adaletin sağlanması gerektiğini ifade etti.
SEÇİMLERDE İMAMOĞLU'NU DESTEKLEYECEKLER Mİ?
İYİ Parti Genel Başkanı, 2028 seçimlerinde İmamoğlu’nun adaylığına dair soruya şu şekilde yanıt verdi:
“Hakkın ve hukukun savunulması noktasında, hakkı ve hukuku çiğnenmiş kim varsa onun yanında durmak insani, vicdani, ahlaki, siyasi bir sorumluluktur benim açımdan.”
"ADALETSİZLİK VARSA HAKKINI KORUMAK DA BENİM SİYASİ SORUMLULUKLARIMA DAHİLDİR"
Dervişoğlu, Selahattin Demirtaş ile ilgili soruya da oldukça net bir yanıt verdi. Demirtaş’ın davasının uzun süredir devam ettiğine dikkat çeken Dervişoğlu, adaletin savunulmasının önemli olduğunu söyledi:
“Uzunca bir süre devam etmiştir Sayın Selahattin Demirtaş’ın davası. Eksik delil mi vardır, yetersiz midir veriler? Yani 8 yıl süren bir davanın bitirilmemesi gerekçesi nedir? Bütün bunlar tartışma konusudur. Dolayısıyla bir adaletsizlikle karşı karşıyaysa, bulunduğu yere bakmaksızın hakkını ve hukukunu korumak da benim siyasi sorumluluklarıma dahil olan bir husustur.”
Dervişoğlu, tüm siyasi görüşleri bir kenara bırakıp, sadece adaletin peşinden gittiğini belirterek, adaletsizliğe uğramış her birey için mücadele edeceğini vurguladı.
İYİ Parti Genel Başkanı, adaletin ve hukukun savunulması adına verdiği mücadelenin devam edeceğini söyledi:
“Onun için kişinin siyasi görüşlerine bakarak bir değerlendirmeye tabi tutmam. Ben bu yola çıktığımda adalet peşindeyim diye çıktım ve Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu şeyin adalet, hürriyet ve eşitlik olduğunu söyledim. Bunların olduğu yerde kardeşliğin de geleceğini ifade ettim.”
Dervişoğlu, bir adaletsizlikle karşılaşıldığında, bunun peşinden gitmenin siyasi sorumluluklarının bir parçası olduğunu belirtti.
“Yaklaşık 1 yıldır genel başkanım diyorum, 1 yıllık genel başkanlığım süresince de kamuoyunun vicdanını yaralayacak bir kelam sarf etmekten de azami ölçüde uzak durdum. Adı ne olursa olsun, mensubiyeti ne olursa olsun, geçmişi ne olursa olsun, etnistiği ne olursa olsun, benim için fark etmez. Adaletsizliğe uğradıysa ve bu adaletsizlik zamana yayılarak kendisine veya mensubu olduğu kuruma şantaj amaçlı kullanılacaksa, Müsavat Dervişoğlu ismiyle ona karşı mücadele etmek benim için namus borcudur. Hiç kimseyi ayırmam.”
Dervişoğlu; “Gizli sürdürülmesi icap eden soruşturmaların müspet evrakları yandaşların elinde dolaşıyor. Dolayısıyla başta Cumhurbaşkanı olmak üzere kabinede bulunanların, ‘biz bu sürecin dışındayız’ diyebilme lüksü yok!” dedi.
İşte Dervişoğlu'nun yaptığı açıklamanın tamamı:
"Bir adaletsizlikle karşı karşıyaysa, bulunduğu yere bakmaksızın hakkını ve hukukunu korumak da benim siyasi sorumluluklarıma dahil olan bir husustur.
Sayın Ekrem İmamoğlu'nun şu anda Silivri'de tutuklu olmasının bir tek sebebi var, o da Cumhurbaşkanı adayı olması. Zaten büyük bir garabetle başladı süreç. Önce diplomasını yok saydılar, akabinde gizli tanıkların ifadeleriyle oluşmuş bir sorgulama süreci geçirdi, peşinden de tutuklandı. İmamoğlu Cumhurbaşkanı adayı olmasaydı ne diplomasını iptali düşünülmeyecekti, ne de bugün Silivri'de olacaktı. Bu çerçeveden baktığımızda orta yerde haksız, hukuksuz, adaletsiz bir sonuçla karşı karşıya bulunduğumuzu söyleyebiliriz. Bunları konuştuk kendisiyle.
Hakkın ve hukukun savunulması nokrasında, hakkı ve hukuku çiğnenmiş kim varsa onun yanında durmak insani, vicdani, ahlaki, siyasi bir sorumluluktur benim açımdan
Bugün Can Atalay'ı da gördüm ziyaretlerimde. Sayın Atalay'ın milletvekili yemini etmesi ve hakkında verilen kararla alakalı olarak anayasa mahkemesinin kararanın mecliste okutularak yok sayılmasını ifade eden kişiyim ben. Dolaysıyla hukuk demokrasi ve adalet söz konusu olursa benden hiçimse taassuplarıma dayalı ifadeler beklemesin. Ben inandıklarımı söylerim.
Uzunca bir süre devam etmiştir sayın Selahattin Demirtaş'ın davası. Eksik delil mi vardır, yetersiz midir veriler? Yani 8 yıl süren bir davanın bitirilmemesi gerekçesi nedir? Bütün bunlar tartışma konusudur. Dolaysıyla bir adaletsizlikle karşı karşıyaysa, bulunduğu yere bakmaksızın hakkını ve hukukunu korumak da benim siyasi sorumluluklarıma dahil olan bir husustur. Onun için kişinin siyasi görüşlerlerine bakarak bir değerlendirmeye tabi tutmam. Ben bu yola çıktığımda adalet peşindeyim diye çıktım ve Türkiye'nin ,ihtiyaç duyduğu şeyin adalet, hürriyet ve eşitlik olduğunu söyledim. Bunların olduğu yerde kardeşliğinde geleceğini ifade ettim.
Yaklaşık 1 yıldır genel başkanım diyorum, 1 yıllık genel başkanlığım süresince de kamuoyunun vicdanını yaralayacak bir kelam sarf etmekten de azami ölçüde uzak durdum. Adı ne olursa olsun, mensubiyeti ne olursa olsun, geçmişi ne olursa olsun, etnistesi ne olursa olsun, benim için fark etmez. Adaletsizliğe uğradıysa ve bu adaletsizlik zamana yayılarak kendisine veya mensubu olduğu kuruma şantaj amaçlı kullanılacaksa Müsavat Dervişoğlu ismiyle ona karşı mücadele etmek benim için namus borcudur. Hiç kimseyi ayırmam."
