MEYRALEM Haber Sitesi

Sayfa Adresi : https://www.meyralem.com/haber-detay/8267_ocalan-simdi-sira-silahlara-vedada-ve-barista

GÜNDEM

Tümü

Öcalan: Şimdi sıra silahlara vedada ve barışta

(1 Gün, 9 Saat önce) 71 İzlenme 0 Yorum
DEM Parti Van Milletvekili Buldan, Roma’da katıldığı konferansta Abdullah Öcalan ile yürütülen son İmralı görüşmelerine dair açıklamalarda bulundu. Öcalan’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşülmesini önerdiğini ve silahlı çözüm yerine barışa odaklanan yeni bir sürecin başlatılması gerektiğini vurguladığını söyledi. Buldan, Öcalan'ın "Bunun için ben çok düşündüm, kararımı verdim, barışmaktan başka; silahlara veda etmekten başka bir çözümün olmadığı kanaatine vardım." sözlerini aktardı.

DEM Parti Van Milletvekili Pervin Buldan, Roma’da katıldığı “Abdullah Öcalan’a Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm” konulu uluslararası konferansta yaptığı açıklamalarda, Abdullah Öcalan ile İmralı’da yürütülen görüşmelere ve barış sürecine dair önemli mesajlar verdi. Buldan, Öcalan’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yapılan görüşmeleri bizzat önerdiğini ve çözüm için “silahlara veda” çağrısını yinelediğini belirtti.

“SİLAHLARLA ÇÖZÜM YOK, SIRA BARIŞTA”

T24'ten Namık Durukan'ın haberine göre, “uzun süre Öcalan’la görüşen biri” olarak süreci aktaran Buldan, 2024 yılında yeniden başlayan temaslarla birlikte İmralı'da üç görüşme gerçekleştirdiklerini söyledi. Bu görüşmelerde Öcalan’ın barış, Türk-Kürt ittifakı ve Ortadoğu’nun demokratikleşmesi üzerine yoğunlaştığını aktaran Buldan, “Sayın Öcalan, bu mesele silahla çözülmez; barıştan başka çıkış yolu yok diyerek net bir tutum ortaya koydu” dedi.

Buldan’ın konuşmalarındaki satır başları şöyle:

Yaklaşık on yıl aradan sonra tekrar İmralı görüşmeleri başladı ve bir kez daha Öcalan'la görüşme, onunla tartışma ve sohbet etme gibi önemli ve anlamlı bir sürecin içerisine girdik. 2010-2011’de başlayan, belki devlet heyeti ile yapılan görüşmelerden hemen sonra 2013 yılında uzun süre İmralı adasında sayın Öcalan’la görüştüm. İdris Baluken arkadaşımızla birlikte o sürecin içerisinde yer alan insanlarız. Bir on yıl ara verildi. Bu on yıl belki de heba edilen bu fırsatı değerlendirme şansını elinden kaçıran, çözüm, çatışmasızlık, barış gibi kavramları o dönümde konuşmamıza rağmen ne yazık ki bir başarı elde edilmedi. Ancak araya bir on yıl girmesi ile birlikte, yani sadece siyasi heyetlerin değil, avukatlarının, ailesinin, hiç kimsenin gitmediği, görüş yapmadığı; kendisi ile irtibat kurmadığı bir on yıl geçti. O on yıldan sonra 2024, yani 2025’e girmeden hemen önce Ocak ayında tekrar bu temasların başlaması ile birlikte sayın Öcalan’la görüşmelerin başladığını herkes biliyor zaten.

ÜÇ KAVRAM ÜZERİNDE YOĞUNLAŞILDI

Siyasi heyet olarak üç görüşme yaptık. Her üç görüşmede de aslında sayın Öcalan’ın ifade ettiği şey barış, Türk ve Kürt ittifakı, Türkiye'nin ve Ortadoğu'nun demokratikleşmesi. Bu üç kavram üzerinde oldukça yoğunlaşan ve bunların gelişmesi ile birlikte aslında bir barış sürecinin inşa edilmesine dair çok geniş çözümlemeler, değerlendirmeler; bununla birlikte aslında yapılması gerekenler konuşuldu.

SİLAHLI ÇATIŞMA İLE ÇÖZÜLMEZ FİKRİ OLUŞTU

İlk görüşmemizde ’50 yıl isyanla geçti’ dedi. ‘Kürtlerin isyan tarihi 50 yıl önce aslında başlayan bir şey. Fakat bunun nedenleri Kürt halkının inkarı, Kürt kimliğinin inkarı, dilinin yasaklanması; bunlar bizi isyana zorladı’ dedi. ‘Fakat 50 yıldan sonra son 20-25 yılımı artık silahlı, çatışma ile bu meselenin çözülmeyeceğine dair bir fikir oluştu bende. Dolayısıyla bir barış sürecinin yada barışın başlayabilmesi için yeni bir hamleye, yeni bir mücadele sürecine ihtiyaç olduğundan’ bahsetti. Bunu söylerken 50 yıl öncesinde Türklerin ve Kürtlerin cumhuriyetin kuruluşu ile birlikte aslında birlikte hareket ettiğinin altını çizdi.

SİLAHLARA VEDA ETMEKTEN BAŞKA BİR ÇÖZÜM YOK

Atatürk döneminden özellikle, Atatürk’ün Kürt'lere nasıl yaklaştığını, İsmet İnönü’yü yanında tutarak bunu nasıl başardığını ifade eden bir değerlendirme yaptı. ‘Ancak şu andaki mevcut durum o 50 yıl önce Atatürk'le İsmet İnönü’nün birlikteliğini anlamayan bir yerden sürece bakıyor’ dedi. ‘Dolayasıyla Kürtlerin ve Türklerin bir araya gelebilmesi için, Kürt ve Türk ittifakının gerçekleşebilmesi için herkesin geçmişi bir kez daha gözden geçirmesine ihtiyaç var. Bunun için ben çok düşündüm, kararımı verdim, barışmaktan başka; silahlara veda etmekten başka bir çözümün olmadığı kanaatine vardım. Şimdi sıra silahlara vedada ve barista.’

O DÖNEM SİYASET HAZIR DEĞİLDİ

Bunun için daha önce yapmış olduğumuz barış ve müzakere sürecini de değerlendirdi. O zaman çok hazırlıklı olmadığımızı, ‘belki toplum hazırdı ama siyaset buna hazır değildi’ değerlendirmesi önemliydi. Evet o dönem toplum hazırdı ama siyaset hazır değildi. Çünkü milliyetçi bir kesim, milliyetçi bir cephe o sürecin karşısındaydı.

“NEVROZ ÇAĞRISI YAPMAYACAĞIM” DEMİŞ

Öcalan bu çağrının yankılarını, toplum tarafından nasıl karşılandığını ve devletin buna nasıl yaklaştığını merak ediyor. Çünkü biz o çağrıdan sonra İmralı’ya gitmedik, sayın Öcalan’la görüşme yapmadık. Ancak çok yakından takip ettiğini biliyoruz. Biz örneğin Nevroz’da sayın Öcalan’dan bir mesaj istediğimizde, bunu devlet yetkililerine aktardığımızda, sayın Öcalan’a bu konuda görüşü sorulduğunda, ‘Barış ve demokratik toplum çağrısı tartışılıyorken yeni bir Nevroz açıklaması bunun önüne geçer kaygısını taşıdığım için Nevroz çağrısı ya da Nevroz açıklaması yapmayacağım’ dediğini öğrendik.

“ERDOĞAN’LA GÖRÜŞME YAPILMASI ÖNEMLİ” DEMİŞ

Buraya gelmeden iki gün önce ülkenin Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’la bir görüşme gerçekleştirdik. Bunu da yine sayın Öcalan’ın yaptığı değerlendirmelerde ‘Erdoğan’la da bir görüşme yapılmasının önemli olduğunu ‘ ifade etmesi ile gecikmiş bir görüşme olduğunu biliyoruz. Ancak sonuçta bir görüşmenin yapılması da elbette ki önemliydi. Çünkü herkes kafasında, ‘Erdoğan niye bu sürecin içerisinde değil, niçin bir söz söylemiyor, bu işin neresinde duruyor’ gibi bir çok soru soran, kaygı taşıyan ve kafasında soru işaretleri olan bir şey yaşadı. Ancak yaptığımız görüşme ile birlikte artık bu işin merkezinde başta Cumhurbaşkanı olmak üzere bütün partiler, siyasi partiler, onların genel başkanları ve herkes var. O görüşmede de biz yaptığımız bütün ziyaretlerin elbette ki kısa bir özetini ifade ettik. Fakat bunun yanı sıra beklentilerimizi de söyledik.

YASAL HAZIRLIKLARIN HIZLA HAYATA GEÇİRİLMESİ GEREKİYOR

Çıkarılacak olan yasal hazırlıklar, yasalar, atılacak olan adımlar, olması gerekenler, beklentiler; bütün bunları sayın Cumhurbaşkanı ile de görüştük. Çünkü sayın Öcalan'ın fiziki özgürlüğüne kavuşabilmesi için özgür çalışma koşullarının oluşması başta olmak üzere yasal hazırlıkların hızla hayata geçirilmesi gerekiyor. Sayın Öcalan‘ın bu süreci ilerletebilmesi için uygun koşullar değil. Sağlık, güvenlik ve özgürlük koşulları değişmediği sürece sayın Öcalan’ın başarılı bir şekilde ya da verimli bir şekilde bir çalışma yürütmeyeceğini hepimiz biliyoruz. O yüzden diyoruz ki, hızlıca adımlar atılsın. Sayın Öcalan’ın koşulları değişsin, yasalar çıkarılsın ve bununla birlikte aslında barışa giden yol örülsün.

ELİMİZDE NET BİR ŞEY YOK

Bu konuda girişimlerimiz var tabii ki. Heyet olarak temaslarımız, bakanlarla yaptığımız görüşmeler var. Ancak bu yasal düzenlemelerin ne zaman çıkacağına dair elimizde net bir şey yok. Tam anlamıyla aslında sayın Öcalan’ın başlatmış olduğu barış sürecinin başarıya ulaşmasının yollarıdır diyoruz. Kolay aşılması gereken meselelerde tıkanması ve bütün bu tıkanıklıkların bunun önüne geçmesi elbette ki Kabul edilebilir bir durum değil. O yüzden hızlıca hem yasaların çıkarılmasında fayda var hem sayın Öcalan’ın koşullarının iyileştirilmesinde fayda var diyoruz.

SÜREÇTE BAŞARI HAZİRAN SONU

Buradan gittikten sonra Adalet Bakanı ile bir görüşmemiz olacak. Sonra ardından muhtemelen İmralı adasında sayın Öcalan’la bir görüşme daha yapacağız. Bu sürecin bir kaç ay içerisinde tamamlanması öngörülüyor. Haziran sonuna kadar sürecin tamamıyla başarıya ulaşması bekleniyor. Bu sayın Öcalan açısından da böyle, devlet yetkilileri açısından da böyle. Hepimiz umutluyuz, hepimiz barışa daha yakınız. Çünkü Sayın Öcalan, ‘Ben bu konuda, barış konusunda barışı geliştirecek bir kudrete bir iradeye sahibim’ diyor. Dolayısıyla biz de sayın Öcalan’ın arkasındayız. Ya barış ya barış diyoruz.

 

 

YORUMLAR

Yorum Yaz
Bu habere daha önce yorum yapan olmadı.
Şimdi ilk yorumu sen yaz.!
ARŞİV
GAZETE MANŞETLERİ
KARİKATÜR KÖŞESİ
ANKETLER
Aydın Büyükşehir Belediyesinin Çalışmalarından Memnun musunuz?
Bu ankete toplam 23 kişi katıldı.