MEYRALEM Haber Sitesi

Sayfa Adresi : https://www.meyralem.com/haber-detay/8294_don-felaketinin-ardindan-davutoglu-ndan-iktidara-c

GÜNDEM

Tümü

Don felaketinin ardından Davutoğlu'ndan iktidara çağrı: Tarım devrimine ihtiyaç var

(3 Gün, 11 Saat önce) 84 İzlenme 0 Yorum
Meclis'teki Yeni Yol grubunda partisi adına konuşan Gelecek Partisi Lideri Davutoğlu, zirai donun Türkiye'nin 36 ilindeki tarım ürünlerinin yüzde 80'inden fazlasını vuran büyük bir doğal afet olduğuna dikkat çekerek "36 ilin hepsinde doğal afet ilan edilmeli. Çiftçilerin bütün borçları ertelenmeli" dedi. Türkiye'de tarımın çok ciddi sorunları olduğunu, üreticinin değil, stokçunun desteklendiğini belirten Davutoğlu, "Tarım reformuna değil, tarım devrimine ihtiyaç var" diye konuştu.

Meclis'teki Yeni Yol grubunda partisi adına konuşan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasının büyük bir bölümünü 36 ildeki tarım alanlarını vuran zirai don afetine ayıran Davutoğlu, "Türkiye'de bütün bu bölgelerde, demin saydığım ve sayamadığım 36 ilin hepsinde doğal afet ilan edilmeli. Çiftçilerin bütün borçları ertelenmeli. Faizler silinmeli, geri kalan borçlar da ertelenmeli" diye konuştu. Davutoğlu, Türkiye'de tarımın çok ciddi sorunları olduğunu, üreticinin değil, stokçunun desteklendiğini belirterek "Türkiye'de tarım reformuna değil, tarım devrimine ihtiyaç var arkadaşlar. Çiftçilerimizin sorunlarının çözümü için bir tarım devrimine ihtiyaç var" ifadelerini kullandı. 19 Mart protestolarında gözaltına alınarak tutuklanan öğrencilere ve "proje okul" tartışmalarına da değinen Davutoğlu, "Bırakın gençler fikirlerini söylesinler, korkmayın. Provokasyon yaptıkları açık delillerle tespit edilmemiş hiçbir genci içeride tutmayın, ailelerinden koparmayın. Gençlikten korkan kendisinden korkuyor demektir" dedi.

Davutoğlu, TBMM'deki grup konuşmasına dün gece kalp krizi geçiren DEM Partili TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder'e geçmiş olsun dileklerini ileterek başladı.

Davutoğlu konuşmasında şunları söyledi:

"Sözlerime başlarken geçmişte de teşrik-i mesai ettiğim ve sanatıyla da her zaman Türkiye'nin beğenisini kazanmış, siyasetiyle de Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki gergin anlara güzel mizah üslubuyla katkıda bulunarak gerginliklerin aşılmasını sağlamış Sırrı Süreyya Önder'e acil şifalar diliyorum. Ayrıca Doğan Demir kardeşimizin abisi Orhan Bey de şu anda Varto'da cenaze defin hazırlıkları içindeler. Ona da rahmet diliyorum, ailesine de başsağlığı ve sabır temennilerinde bulunuyorum."

'KİTLELER ÇOK CİDDİ SIKINTILAR İÇİNDE SESLERİNİ YÜKSELTMEYE ÇALIŞIYORLAR'

"Çok geniş kitlelerle ilgili sıkıntıların yaşandığı bir haftayı geride bıraktık" diyen Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

"Aslında her hafta böyle de bu hafta özellikle belli kitleler çok ciddi sıkıntılar içinde seslerini yükseltmeye çalışıyorlar. Birincisi tabii çiftçiler... Zirai dondan bahsetmiyorum sadece. Çiftçilerle ilgili çok derin sorunlar var. Onun üzerinde duracağız. İkincisi, gençler... Kimisi hapishanede tutuklu, kimisi sokaklarda, liselerdeki öğretmenlerinin kendilerinden koparılmaması için ayaktalar. İşçiler... Tekstil sektöründe son 13 ayda 80 bin kişi işini kaybetti. Kadınlar... Yine bir kutuplaşma üzerinden normal doğumla sezaryen doğum üzerinden toplumu kutuplaştıran lakayıt bir tartışmanın tarafı haline getiriliyorlar. Ve tabii aile kavramı, bütün aileler..."

 

 

whatsapp-image-2025-04-16-at-12-32-49.jpeg

'BÜYÜK BİR AFETLE KARŞI KARŞIYAYIZ'

"Zirai don bütün ülkeyi vurdu. 36 ilimizde hasar var" diyen Davutoğlu, "hasarlar yüzde 10-20 nispetinde değil, yüzde 80-100 nispetinde" diye konuştu. Davutoğlu, sözlerinin devamında şunları kaydetti:

"Tarım politikalarından sorumlu genel başkan yardımcımız Mahir Bey, bu zirai don yaşanır yaşanmaz önce Ege'de bir tur yaptı, Manisa'nın bütün ilçelerini, İzmir'i dolaştı, bize kapsamlı bir rapor gönderdi. Şu anda da Kahramanmaraş'a doğru hareket halinde. İl başkanlarımızdan ziraat odalarıyla görüşerek buradaki zararlarla ilgili detaylı bilgi aktarmalarını söyledim.

Malatya felaketi yaşıyor. Malatya, depremden sonra bir zirai don felaketi yaşıyor. Kayısı üretiminin neredeyse yüzde 80'i-100'ü telef olma durumuyla karşı karşıya. Ve bu üretimin gelecek seneki planlamalarında da büyük sıkıntılar olacağı aşikar.

Kahramanmaraş, Afşin, Türkoğlu başta olmak üzere meyve yüzde yüz, narenciye 80 hasarlı. Biraz önce İrfan Bey'le, Kahramanmaraş milletvekilimizle konuştuk. Manisa'da Salihli ve bütün ilçeleri gezdi arkadaşlarımız. Üzümde hasar yüzde 80 ile 100 arası. Çubuklar da zarar gördüğü için gelecek sene de muhtemelen ürün alınamayacak.

Sakarya, Pamukova, Geyve, Taraklı ilçelerinde yüzde 90-95 oranında tahribat var. Erik, ayva, ceviz, şeftali. Hemen hemen bütün ağaçlar etkilendi. Konya, Seydişehir, Beyşehir, kirazda çok iddialı olan ve dünya standartlarında Akşehir, Hadim, Taşkent havzaları kiraz ve diğer erikler, meyveler yok olmuş. Şeker pancarı ve nohut tekrar ekilmek zorunda.

Karaman...Elmasıyla ünlü Karaman, beyaz kirazıyla ünlü Karaman bu sene elma ve kiraz üretemeyecek. Çorum'un Oğuzlar ilçesi, Kırşehir'in Kaman ilçesi cevizle bilinir. Cevizlerimiz bitti diyor, ağaçlarımızda bir tane ceviz kalmadı diyor.

Rize'de çay büyük bir tehlike altında. Karadeniz'in bütün fındık zararı yüzde 80-90. Aksaray'da domates ve biber, Niğde'de patates, Erzincan'da üzüm, Kemaliye'de ceviz, badem, üzüm, Erzurum'da arpa ve kayısı, Uşak'ta badem, ceviz, kayısı, erik, Denizli'nin Pamukkale ve Çal ilçelerinde elma, kayısı, üzüm, Bursa Mudanya'da üzüm bağları ve şeftali hemen hemen tamamıyla tahrip olmuş durumda.Büyük bir afetle karşı karşıyayız."

 

whatsapp-image-2025-04-16-at-12-32-49-1.jpeg

'ÇİFTÇİYİ DEĞİL STOKÇUYU DESTEKLİYORLAR'

"Bu afetten çıkarılacak dersler var. Ama ondan önce de tarımda nerdeyiz onu sorgulamak lazım" diye konuşan Davutoğlu, konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı:

"Geçen hafta Sayın Babacan'la birlikte Konya Tarım Fuarı'ndaydık. Çiftçilerimizi dinledik. Tarımla ilgili söylenecek çok söz var ama suyu söyleyeyim. Su diye feryat ediyor çiftçiler, su su su... İklim meselesine biraz sonra gireceğiz. Antalya'nın Aksu ilçesinden gelen, su kaynayan yerden gelen çiftçilerimizde Konya fuarında su diye... Dediler ki bütün sular hidroelektrik santrallerine gidiyor, bize su kalmıyor. Konya'da büyük bir proje olarak başlatılan KOP akamete uğramış durumda. Biz ayrıldıktan sonra Göksu'dan Konya'da Hotamış Barajı'na inecek sular, tesisler, kanallar yapılmadı. Baraj su tuttu, ama kanallar yapılmadığı için barajlar da bozuldu.

Bu nasıl bir tarım politikası Allah aşkına? Su toprak bu halde. Bakın, çarpıcı bir örnek. Kim kâr ediyor tarımdan. Geçen sene 2024'te arpaya 7250 lira verdi bunlar, buğdaya 9250 lira. Çok düşük fiyatlardı, karşı çıktık, gittik konuştuk, ama ne oldu biliyor musunuz? Bir de ithalat yaptılar ve bu fiyatlar arpada 6 bin liraya, buğdayda 8 bin liraya kadar düştü. Şimdi giderken sordum Konya Borsası'na nedir diye fiyatlar? Arpada 11 bin lira, buğdayda 14 bin lira.

Nedir bu biliyor musunuz? 6 bin liraya, 8 bin liraya aldıkları arpa ve buğdayı stoklamış birileri, şimdi borsayı bu hale getirmişler. Çiftçiyi değil, stokçuyu destekliyor bunlar. Büyük Şehir Yasası öyle bir uygulanıyor ki hayvancılığa zemin kalmamış."

whatsapp-image-2025-04-16-at-12-32-49-2.jpeg

'36 İLİN HEPSİNDE DOĞAL AFET İLAN EDİLMELİ'

Sözlerine "Yeni bir tarım stratejisine ihtiyaç var. Yeni bir toprak stratejisine ihtiyaç var. Yeni bir su stratejisine ihtiyaç var" diye devam eden Davutoğlu, "öncelikle acil yapılacak şeyleri" şöyle sıraladı:

"Türkiye'de bütün bu bölgelerde, demin saydığım ve sayamadığım 36 ilin hepsinde doğal afet ilan edilmeli. Çiftçilerin bütün borçları ertelenmeli. Faizler silinmeli, geri kalan borçlar da ertelenmeli. TARSİM gözden geçirilmeli. Tekel olunca TARSİM, çok da fiyatlar yüksek olunca sigorta ücretleri çiftçiler sigorta yaptırmıyor. Ve bakın, görevden ayrıldıktan sonra bizim itibarımıza değer katar diye yok edilen projelerden birinden bahsedeyim size: TARBİL Projesi.

TARBİL, bizzat takip ettiğim, 2015 yılında açtığım, Tarım İzleme Bilgi Sistemi. Ankara'da büyük bir araştırma merkezinde, tek tek Türkiye'nin her bir tarlası dijital sisteme geçirilmiş ve olabilecek donları önceden, olabilecek yağışları önceden çiftçilerin ellerindeki İPAD'lere aktaran bir sistemdi. Ve her bir çiftçiye ziraat mühendisi tahsis etmiştik. O uyaracaktı, don geliyor dikkat edin. Şurada don var, şurada yağış var, şurada kuraklık riski var, bu sene şunu ekin, bu sene bunu ekin diye... Ama bizden sonra kapattılar. Türkiye'de tarım reformuna değil, tarım devrimine ihtiyaç var arkadaşlar. Çiftçilerimizin sorunlarının çözümü için bir tarım devrimine ihtiyaç var."

İKLİM KRİZİNİN BEDELİNİ KİM ÖDEYECEK?

"Tarımdan bu meseleden bahsettiğimizde İklim Yasasına geliyoruz" diyen Davutoğlu, İklim Yasası'yla ilgili şunları söyledi:

"Gerçeği görelim: Dünya'da büyük bir iklim krizi var. Nisan ayında Türkiye'de böyle bir don yaşanıyorsa iklim değişiyor demektir. Kimse Dünya'da iklim krizi yok demesin. Peki bu iklim krizini çıkaranlar kim? Bedelini ödeyecek olanlar kim? Türkiye'nin milli menfaatleri nerede? Bunu tartışmalıyız. Doha Sözleşmesi'ne, 2012'de Dışişleri Bakanı olarak gittiğimde baktım ki Türkiye'yi ağır mükellefiyetler altına sokmuşlar. İmza atmadık orada. 1997 Kyoto Protokolü'ne atılan imzayı revize ettik. Çünkü büyük sanayi ülkelerinin kirlettiği, 200 yıldır sömürgeciliğin yok ettiği, rabbimizin lütfu olan bu doğal dengeyi yok eden sömürgeciler düzen kuracak, biz de bu düzene intibak edeceğiz. Yok öyle bir şey.

Eğer bunlar samimi olsa önce şöyle bakacaklar. Ben samimiyeti orada anlarım. Sen görevini yaptın mı arkadaş? Mesela Kaz Dağları'ndaki ormanları yok eden madencileri durdurdun mu? Artvin'in değil sadece, Türkiye'nin oksijen kaynakları gibi çalışan Kafkasör Yaylalarındaki ekolojik dengeyi bozup Cengiz Holding başta olmak üzere 3 5 holdinge peşkeş çekmeyi durdurdun mu? Göreve geldiğimizde bilirler. O Kafkasör'de bütün o çalışmaları durdurmuştum. Çünkü ben rantı değil, vatan toprağını düşünürüm de ondan. Farkımız bu.

Orman yangınlarından sonra orman yangınlarının yerine otel diken ve o alanları kapatanları, o otelleri durdurdunuz mu? Bakın, doğduğum yer Taşkent. Taşkentliler bana 2 3 haftadır mesaj gönderiyorlar. Çocukluğumu geçirdiğim Göksu'nun tabiat harikası olan vadisine GES ruhsatı vermişler ve bütün tarımı yok ediyorlar. Yahu başka yer yok mu ya? Başka yer yok mu da tarım arazilerinin üstüne bunu yaparsınız? Şimdi sen bunları yapmayacaksın, Türkiye'deki çevreye zarar veren projelerine son vermeyeceksin, toprağı, havayı, suyu, ateşi, tabiatı düşünmeyeceksin, cebindeki doları düşüneceksin, sonra da Meclis'e hiç konuşulmamış bir İklim Yasası'nı getirip dayatacaksın. Yok öyle şey. Çekmeleri doğru oldu, şimdi oturup düşünsünler.

 

Niye yapıyorlar biliyor musunuz bunu, niye şimdi geldi? Çünkü Avrupa Birliği ticaret için belli kriterler koydu ve bu yasayı çıkarın dedi. AB için çıkarmayın bu yasayı, Türkiye için çıkarın. Gelecek nesillerimizin tabiatını korumak için çıkarın. Bu yasayı bu vatanın havasını, suyunu, ateşini korumak için çıkarın. Ama bir soru daha sorayım. Madem İklim Yasası Avrupa'yla ticaretin ön şartı diye getiriyorsunuz Meclis'e, milletvekillerine de aman geçirin, yoksa Avrupa'yla ticaret etkilenecek diyorsunuz, ya bu milletin evlatları Avrupa'ya vizesiz gidemiyor. Serbest vize için gerekli olan Siyasi Ahlak Yasası'nı neden çıkarmıyorsunuz? İş ahlaka gelince sesleri çıkmıyor. İş paraya gelince her şeyi yapıyorlar. İşte biz bu düzene karşıyız, biz önce ahlak, önce vatan, önce bu vatanın nesilleri diyoruz."

whatsapp-image-2025-04-16-at-12-32-48.jpeg

'BIRAKIN GENÇLER FİKİRLERİNİ SÖYLESİNLER, KORKMAYIN'

Davutoğlu, 19 Mart protestolarında gözaltına alınarak tutuklanan öğrencilere ve "proje okul" tartışmalarına ilişkin şu ifadeleri kullandı:

"Bugün gençlerin bir kısmı hala hapishanede, bırakın gençler fikirlerini söylesinler, korkmayın. Provokasyon yaptıkları açık delillerle tespit edilmemiş hiçbir genci içeride tutmayın, ailelerinden koparmayın. Gençlikten korkan kendisinden korkuyor demektir. Öğretmenlerin huzurlu olmadığı yerde eğitim olmaz. Eğitim binadan, sıradan, tahtadan ibaret değildir. Öğretmenleri huzursuz ederseniz, öğretmenlerin gelecek kaygılarını, eğitim kaygısı önüne çıkarırsanız o ülke iflah olmaz. Proje okulları gelenek okullarıdır. Binlerce öğretmeni aynı anda neden değiştirirsiniz? Bunda iyi niyet aranır mı? Dün 25 bin öğretmen atama sözü verdi ama mülakat kalkmadan öğretmen atamanın hiçbir faydası yok. Dün mülakat mağduru öğretmenler joplandı. Öğretmenleri huzursuz etmeyin."

Davutoğlu, ABD'de Filistin yanlısı gösterilere katılan ve “antisemitik” protestolarda bulunduğu gerekçesiyle gözaltına alınan Rümeysa Öztürk'ün serbest bırakılması için çağrıda bulundu ve "Rümeysa özgür kalana kadar sesimizi yükselteceğiz" dedi.

'ATV NASIL BİR AYRICALIĞA SAHİP Kİ HİÇBİR SORUŞTURMA YAPILMIYOR?'

Davutoğlu, ATV'de yayınlanan bir programda tepki çeken "kayınvalide-damat" ilişkisiyle ilgili, "2025 Aile Yılı ilan edildi. İki gündür utançla takip edilen ‘kayınvalide-damat’ ilişkisi var. Nerede yayınlanıyor? RTÜK esas vazifeye şimdi çık. ATV nasıl bir ayrılacağı sahip ki hakkında hiçbir soruşturma yapılmıyor. Aile yıkan ATV. ATV'nin yeni adı ‘Aileyi Tahrip Televizyonu'dur. Sayın Erdoğan sessiz, aile sessiz..." diye konuştu.

Davutoğlu, Sivasspor’un Fenerbahçe maçında sahaya "Doğal olan normal doğum" pankartıyla çıkmasına, "Kadınları rencide etmeyin, toplumu kutuplaştırmayın. Nihayetinde doğum kararı, kadının ve doktorunun vereceği bir karardır. Hele erkekler, hele erkekler siz karışmayın. Ey Sağlık Bakanı, yenidoğan çetesinden çocuğu kim kurtaracak? Ey Cumhurbaşkanı, 3 çocuk yapın dedin, 1 çocuğu besleyemez hale gelen rızık meselesini nasıl çözeceksiniz? Bir gün kazanacak, bu bozuk düzeni değiştireceğiz" dedi.

 


YORUMLAR

Yorum Yaz
Bu habere daha önce yorum yapan olmadı.
Şimdi ilk yorumu sen yaz.!
ARŞİV
GAZETE MANŞETLERİ
KARİKATÜR KÖŞESİ
ANKETLER
Aydın Büyükşehir Belediyesinin Çalışmalarından Memnun musunuz?
Bu ankete toplam 23 kişi katıldı.