MEYRALEM Haber Sitesi

Sayfa Adresi : https://www.meyralem.com/haber-detay/8297_arikan-sistem-proje-degil-problem-uretiyor-bu-ulke

GÜNDEM

Tümü

Arıkan: Sistem proje değil problem üretiyor... 'Bu ülkede sizden büyük doğal afet yok'

(3 Gün, 12 Saat önce) 93 İzlenme 0 Yorum
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, TBMM’deki grup konuşmasında, zirai don nedeniyle mağdur olan üreticiler için “faizsiz kredi”, “acil nakdi yardım” ve “Tarımsal Afet Fonu” çağrısında bulundu. Arıkan, proje okullardaki öğretmen görevlendirmelerinin liyakatsiz biçimde yapıldığını savundu. ABD’de gözaltına alınan Filistin destekçisi Rümeysa Öztürk’ü gündeme taşıyan Arıkan, Erdoğan’a seslenerek, “Trump’la olan dostluğunuzun hatırına Rümeysa için bir cümle kurun” çağrısında bulundu.

Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Türkiye’nin pek çok bölgesinde etkili olan zirai don nedeniyle zarar gören çiftçilere destek çağrısında bulundu. TBMM’de düzenlenen Yeni Yol Grup toplantısında konuşan Arıkan, üreticilerin mağduriyetinin acilen giderilmesi gerektiğini belirtti.

“Çiftçilere faizsiz kredi imkânı sunulsun, mevcut borçları da yine faizsiz şekilde ötelenerek üreticinin eli rahatlatılsın,” diyen Arıkan, acil bir nakdi yardım paketinin devreye sokulmasının şart olduğunu vurguladı.

Zirai afetlerin üreticiyi her yıl büyük kayıplarla baş başa bıraktığını hatırlatan Arıkan, kalıcı bir çözüm için Tarımsal Afet Fonu kurulması gerektiğini söyledi. Bu fon sayesinde, benzer afetlerde çiftçilerin gelecekte yalnız bırakılmaması hedefleniyor.

Konuşmasında TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder’e geçmiş olsun dileklerini de ileten Arıkan, ayrıca Şehitler Haftası dolayısıyla tüm şehitleri rahmetle andı.

'ÜRETİCİLERE FAİZSİZ KREDİ UYGULAMASI HAYATA GEÇİRİLSİN'

Bir zirai don olayı yaşıyoruz. Ülkemizin doğusundan batısına, birçok ürünü bu zirai donda kaybettik. Elinde yetki bulunduranlar, ülkemizin dört bir tarafından gelen bu feryatları artık duymaları gerekir. Açıklanan 'masraf ödemesi' yeterli değildir! Bu çiftçiler ne yapacak? Ne yiyip ne içecek? Masraflar nasıl hesaplanacak? Hangi masraflar karşılanacak? Ödemeler nasıl ve ne zaman olacak? Bu soruların cevaplarını üreticiye derhal vermelisiniz. O yüzden biz diyoruz ki Üreticilere faizsiz kredi uygulaması hayata geçirilsin. Çiftçinin, üreticinin borçlarını faizsiz bir şekilde ötelensin ve özellikle nakdi yardım paketi hemen devreye alınsın. Gelecekte çiftçilerimizi böyle zor durumda bırakmamak için bugün, Tarımsal Afet Fonu kurulsun.

'SİZDEN BÜYÜK DOĞAL AFET YOK'

Bir de, TARSİM meselesi var. Çok acil bir TARSİM reformuna ihtiyaç var. Son birkaç günde yaşananlar karşısında önlem alınmadığı takdirde, gıda enflasyonu daha da derinleşecek, zam furyasına yenileri eklenecek, milletimiz sofrasını kurmakta bugün çektiği zorluklardan daha fazlasını çekecek. Biz bunu deyince, 'paramız yok' diyorlar ama faiz lobilerine gelince para buluyorsunuz, beşli çetelere para buluyorsunuz var, şatafata gösterişe gelince bol bol para buluyorsunuz. Çiftçiye gelince 'efendim ne yapalım, doğal afet'. Biz de diyoruz ki sizden daha büyük afet bu ülkede yok.

'SİSTEM PROJE DEĞİL PROBLEM ÜRETİYOR'

Malumunuz, proje okullarıyla ilgili yeni öğretmen görevlendirmeleri gündemde. Yalnız sistem, birçok zaman olduğu gibi 'proje' değil, problem üretmeye başladı. Biliyorsunuz, proje okulları adı üstünde üretkenliğin, niteliğin, başarının adresi olmalıydı. Ancak geçtiğimiz günlerde bu okullardaki binlerce öğretmen, tabiri caizse bir gecede sınıflarından, okullarından koparıldılar.

'ATAMALARDA LİYAKAT Mİ SADAKAT MI ESAS ALINDI'

Soruyoruz, bu görevlendirme süreci hangi kriterlere göre yapıldı? Liyakat mi, yoksa sadakat mi esas alındı? Performans odaklı mı, yoksa sendika odaklı mı bu görevlendirmeler yapıldı?Biz Bakanlığa diyoruz ki, bu tip siyasi kararlarla artık uğraşmaktan artık vazgeçin. Temizliği yapılamayan okullara, ek ders ücretini alamayan öğretmenlere, mülakat mağduru adaylara, 37 OECD ülkesi içerisinde 31. olduğumuz Pisa sonuçlarına odaklanın. Gelin bu liseleri günlük siyasi tartışmalara, sendika kapışmalarına kurban etmeyin.

'NİYETİNİZ YOLSUZLUĞU ÖNLEMEKSE TÜM BELEDİYELERİ DENETLEYELİM'

Ben de bu vesileyle Beşiktaş Belediyesi ile Elazığ Belediyesi’ni karşılaştırmış, ikisinin de benzer uygulamalara imza attığını ancak birine, muhalif olan Beşiktaş Belediyesine soruşturma açıldığını grup toplantımızda dile getirmiştim. Bu tespitimize AK Parti arkadaşlar tepki verdiler. Dediler ki 'kasıtlı ve gerçek dışı' açıklamalar yaptığımızı söylediler ve bu ifadelerimi reddettiler. Ardından 26 Mart’taki grup toplantımızda bir çağrıda bulundum, eğer gerçekten niyetiniz yolsuzlukları önlemekse, gelin, parti ayrımı yapmaksızın bütün belediyeleri denetleyelim demiştim.

'MUHALİFE ŞAFAK BASKINI İKTİDARA NAZİK YAZILAR'

Bugün gelinen noktada, çağrımızdan sonra mı oldu yoksa sadece ‘dostlar alışverişte görsün’ diye mi bilinmez, savcılık, Elazığ Belediyesi'ndeki bazı ihalelere ilişkin evrakları talep etti. Bu adımı doğru ama yetersiz buluyoruz. Çünkü muhalif belediye başkanlarına şafak baskınlarıyla gidilirken, iktidar belediyelerine nazik yazılarla evrak istenmesini kabul etmiyoruz. Eğer gerçekten adalet diyorsanız, yetim hakkı yiyen herkese, her belediyeye benden, şundan demeden eşit muamele yapacaksınız. Adalet ancak böyle tecelli edecektir.

'SÜRECİN ANKARA YERİNE OSLO’DA YÜRÜTÜLMESİNİN NEYE MAL OLDUĞUNU BU MİLLET ÇOK İYİ BİLİYOR'

Ama Türkiye’nin meseleleri, Roma’da, Oslo’da, Londra’da, Washington’da değil Ankara’da çözülür. Biz bugün, belediyelerde kapalı kapılar ardındaki usulsüzlüklere karşı çıktığımız gibi, ülkemizin en derin ve en hassas meselelerinde de kapalı kapılar siyasetine karşı çıkıyoruz. Şeffaf olmayan her süreç, ister bir belediye odasında yürütülsün, ister yurtdışında yapılan bir toplantıda fısıldansın, aynı ölçüde milletin iradesini yok saymak demektir. DEM Parti Milletvekili Sayın Pervin Buldan’ın İtalya’da yaptığı açıklamalar, Türkiye’de yürütülen yeni sürece dair ciddi bir belirsizlik ve kafa karışıklığına neden olmakta.

Sayın Buldan’ın 'çıkarılacak yasaların ve atılacak adımların Cumhurbaşkanı ile görüşüldüğü' yönündeki beyanı kamuoyuna bir açıklamadan çok, bir oldu-bitti hissi vermektedir. Hangi yasalar? Hangi adımlar? Ne oluyor Allah aşkına? Ayrıca biz her bildiriyi sosyal medyadan, atılacak adımları İtalya’dan, yeni yasaları Resmi Gazete'den mi öğreneceğiz? Geçmişte Oslo’da yaşanan tecrübeyi hep birlikte gördük. Bir sürecin Ankara yerine Oslo’da yürütülmesinin neye mal olduğunu bu millet çok iyi biliyor. Bugün de benzer hadiseler yaşanıyor. Bunlar hayra alamet değil! Biz, bu süreçte en başından beri ifade ettik, bu meselenin çözümünde en kritik unsur şeffaflık ve toplumsal mutabakattır. Türkiye’nin tarihsel ve milli meselelerinin, günlük siyasete alet edilmesine, kısa vadeli politik hesaplara kurban edilmesine ve dışarıdan yön verilen bir ajandaya mahkum edilmesine kararlılıkla karşı durduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz. Ayrıca, bu konunun uluslararası güçlerin bir kartı olmaktan çıkması gerekiyor. Eğer bu mesele çözülecekse, biz elimizi değil gövdemizi taşın altına koymaya hazır olduğumuzu daha önce ifade ettim. Ama, Türkiye’nin meseleleri, Roma’da, Oslo’da, Londra’da, Washington’da değil Ankara’da çözülür. Bunun da adresi lordlar kamarası değil, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Gazi Meclis’tir.

'AK PARTİ HÜKÜMETİNİN DIŞ POLİTİKA AKLI ENDİŞE VERİCİ'

Karşımızda böylesi bir Siyonizm tehdidi varken Biz AK Parti hükümetinin dış politikadaki aklına dair ciddi kaygılar taşıyoruz. Kıbrıs’ta son derece kritik gelişmeler yaşanıyor. İsrailliler hem Kuzey’de hem de Güney’de yerleşim çabasında. Türk Devletleri Teşkilatının tamamı Rum Kesimi’ni tanıdılar hükümet ise tüm bu tablo karşısında hala sessiz bir bekleyiş içerisinde. Hatırlayacaksınız Türk Devletleri Teşkilatı çok büyük bir proje olarak lanse edilmişti. Öyle bir rüzgar estirilmişti ki, kızıl elmaya bir adım kaldığını zannettik. Ak Sakallılarla Adriyatik’ten, Çin Seddine dünyayı dizayn edecektik biz. Türk dünyasında dilde birliği, fikirde birliği, işte birliği sağlayacaktık. Ama biz daha Kıbrıs’ı dizayn edemedik. Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde birliği sağlayamadık! Biz, adı üstünde Türk Dünyası Teşkilatı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne destek beklerken, Güney Kıbrıs Rum Yönetimini tanıdı.

'ERDOĞAN DOSTLUK HATIRIYLA TRUMP’TAN RÜMEYSA'YI İSTESİN'

25 Mart tarihinde bir terör suçlusu gibi gözaltına alınan Rümeysa kızımızın mahkemesi dün yapıldı. Biliyor musunuz, ABD, Rümeysa Öztürk’ün gözaltına alınması için hiçbir kanıt bulamadı. Tek gerekçe vardı, İsrail karşıtı eylemleri. Bunu da Washington Post yazdı. Hükümetin görüş, fikir, tavır ve amaç ortaklığı noktasında ABD yönetimi ve Trump’la sempatik ilişkilerini tüm dünya canlı yayında izledi. Dostum Erdoğan ve Dostum Trump komplimanları, hükümet severler tarafından takdir edilse de, bizim tarafımızda ciddi kaygı üretiyor. Hadi, şu dostluğu bir test edelim. Sayın Erdoğan dostluk hatırını kullanarak Trump’tan bir ricada bulunsa, Rümeysa kardeşimize yönelik haksızlığın ve hadsizliğin bitirilmesini istese üstelik bu hatır, bir terörist için değil, Filistin ve insan hakları aktivisti Rümeysa Öztürk kardeşimiz ile ilgili. Sayın Erdoğan’ın ne Cumhurbaşkanı ne de AK Parti Genel Başkanı olarak Haksız yere gözaltına alınan, eğitim hakkı engellenen Rümeysa kardeşim hakkında tek bir cümle kurmadı. Hiç olmazsa Trump’ın dostu olarak bir cümle kurmasını istiyoruz. Sayın Erdoğan, Trump’ın hatırı için Trump'un ifadesiyle Rahip Brunson’u geri vermişti. Bakalım Trump, Erdoğan’ın hatırı için Rümeysa’yı özgürleştirecek mi? Yoksa bu dostluk sadece karşılıksız bir hayranlık mı? Biz bekliyoruz Rümeysa bekliyor ve tarih, bu sorunun cevabını kaydetmek için bekliyor.

 


YORUMLAR

Yorum Yaz
Bu habere daha önce yorum yapan olmadı.
Şimdi ilk yorumu sen yaz.!
ARŞİV
GAZETE MANŞETLERİ
KARİKATÜR KÖŞESİ
ANKETLER
Aydın Büyükşehir Belediyesinin Çalışmalarından Memnun musunuz?
Bu ankete toplam 23 kişi katıldı.