Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Perşembe günü gerçekleşecek Para Politikası Kurulu toplantısında, hem içerideki siyasi gerilim hem de dış ticaret cephelerinde artan risklerle birlikte kritik bir faiz kararı almak zorunda kalacak. Bloomberg'in haberine göre, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri için potansiyel aday olarak görülen Ekrem İmamoğlu’nun geçtiğimiz ay tutuklanması, finansal piyasaları sarstı ve liradaki değer kaybını önlemek için Merkez Bankası’nı olağanüstü adımlar atmaya zorladı.
Bloomberg Economics’ten Selva Bahar Baziki’ye göre, merkez bankasının lirayı istikrarda tutma çabaları “rezervler üzerinde yıkıcı bir etki” yaratıyor. Banka, bu süreçte yaklaşık 50 milyar dolarlık rezerv boşaltırken, beklenmedik şekilde ikincil faiz oranlarında artışa gitti.
ABD Başkanı Donald Trump’ın yeni tarifelerle başlattığı küresel ticaret savaşı dalgası da Türkiye üzerindeki dış baskıyı artıran bir diğer unsur olarak öne çıkıyor.
PİYASA BEKLENTİLERİ: FAİZ SABİT KALABİLİR, ÜST BANT ARTABİLİR
Bloomberg’in yaptığı ankete katılan 23 ekonomistin büyük çoğunluğu, politika faizinin %42,5’te sabit tutulmasını bekliyor. Ancak HSBC Varlık Yönetimi ve Goldman Sachs gibi bazı kurumlar faiz artışı ihtimalini göz ardı etmiyor. Goldman Sachs, faizin %46’ya çıkarılabileceği görüşünde.
Ekonomistler ayrıca, Merkez Bankası’nın gecelik borçlanma ve borç verme oranları arasındaki farkı ifade eden “faiz koridorunun üst bandını” artırarak örtülü bir faiz artışına gidebileceğini değerlendiriyor. Mart ortasından bu yana fonlamada %42,5 olan politika faizinden uzaklaşılarak, %46 oranındaki gecelik borç verme faizi tercih ediliyor. Bu oranın yükseltilmesi, fiili bir sıkılaştırma anlamına gelecek.
BLOOMBERG ECONOMİCS: KISA VADEDE SIKILAŞMA, SONRASINDA GEVŞEME BEKLENİYOR
Bloomberg Economics’ten Baziki, yerli yatırımcıların liradan kaçışının, kısa vadede finansal koşulların daha da sıkılaşmasına yol açabileceğini öngörüyor. Bu çerçevede faiz koridorunun daha da genişletilmesi ve zorunlu karşılık oranlarının artırılması gündeme gelebilir. Ancak Baziki, yılın ilerleyen döneminde enflasyonun gerilemesiyle birlikte faiz indirimlerinin yeniden başlayabileceğini belirtiyor.
“GEÇİCİ BİR DALGA” GÖRÜŞÜ HAKİM
Koç Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Cem Çakmaklı, Mart ayındaki gelişmelerin geçici olduğu görüşünde. Çakmaklı, “Merkez Bankası faiz artırmak isteseydi, faiz koridorunun üst bandını daha önce artırmazdı” diyerek, bugün faizlerde değişiklik yapılmasını beklemediğini ifade ediyor.
Bu mesaj, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan’ın yatırımcılarla gerçekleştirdiği görüşmelerde de yinelendi.
REZERVLERDE AŞIRI TÜKENME SONRASI DÖVİZ TALEBİ AZALDI
Garanti BBVA Research Başekonomisti Seda Güler Mert’e göre, rezervlerde yaşanan sert düşüş sonrası özellikle yerli yatırımcılarda döviz talebi azaldı. Bu durum, faizlerde değişiklik yapılmadan mevcut fonlama yapısının bir süre daha sürdürülebileceğine işaret ediyor.
Güler Mert, “Merkez Bankası stresi tamamen bertaraf edene kadar mevcut fonlama karışımını sürdürebilir ve sonrasında fonlama maliyetini politika faizine yaklaştırabilir” dedi. Ancak yetkililerin, piyasalara herhangi bir rehavete kapılmadıklarını göstermek için “şahin” bir iletişim dilini koruyacakları da vurgulandı.